İlk çıktığı günden bu yana Ford’un sürekli yüzünü güldüren ve 2013’te dünyanın en çok satan otomobili gibi unvanlar alarak başarısını sürdüren Focus, özellikle de sedan karoseriyle ülkemizde çok tercih edilen bir otomobil. 2011 yılında piyasaya çıkan Focus III, 2015’in ilk aylarında makyajlandı. Makyajdan kısa bir süre sonra gelen 1.5 dizel-otomatik seçeneği ile ülkemizde elini iyice güçlendiren Focus’un neler yapıp neler yapamadığına hep beraber bakalım.
Testlerimdeki klasik düsturu bozmayayım ve yine ilk olarak iç mekanla başlayayım,
Focus’un ön koltuklarında yan destekler oldukça fazla. Sanki normal bir Focus’ta değilde Focus ST’nin koltuklarında oturuyor gibi hissediyorsunuz. Direksiyonun ofsetli yapısı sayesinde ele oturuşu çok iyi. Otomobilde anahtarsız çalıştırma sistemi olmasına rağmen anahtarsız giriş sisteminin olmaması bana çok ilginç geldi. İç mekanın malzeme kalitesini bazı noktalarda çok beğendim. Özellikle ön konsolda kullanılan yumuşak plastik malzeme kaliteli hissettiriyor. Ekran ve klima ünitesinin kenarında kullanılan plastiğin dokusu da hoş. Orta konsol bu segmentten beklenileceği üzere sert plastiğe sahip.
8”lik Ford SYNC 2 dokunmatik ekranın çözünürlüğü güzel. Ekran ana menüde 4 kısıma ayrılmış. Aynı ekranda navigasyon, klima, müzik sistemi ve telefon bölümlerini görebiliyorsunuz. Ekranla ilgili tek olumsuz detay dokunmatiğinin geç algılaması.
Göstergelerin ortasındaki ekran baya kapsamlı ve çözünürlüğü çok iyi.
Müzik sistemi Sony imzalı. Baslar ve tizler son derece iyi ayarlanmış, kaliteli bir şekilde müzik dinleyebiliyorsunuz.
Vitesin önünde cüzdanınızı ve telefonunuzu koyabileceğiniz güzel bir eşya gözü yer alıyor.
Bardaklık kaydırarak ayarlanabilme özelliğine sahip.
Kol dayama ileri-geri ayarlanabiliyor. İçinde AUX, SD kart ve USB girişleri mevcut. Ancak iç hacmi biraz küçük.
Arka kısımda diz mesafesi segment ortalamalarında. Baş mesafesi ise alçalan tavan yapısı nedeniyle kısıtlı. En fazla 1.85 cm boyunda birisi arkaya oturabilir. Yüksek şaft tüneli ortaya oturacak 3.kişiyi rahatsız edecektir.
Arka kolçakta bardaklık yer alıyor. Arka koltuk yolcuları için ortada havalandırma kanalı sunulmamış.
Bagaj hacmi 421 litre. Kendi segmentindeki bazı rakiplerinin gerisinde.
Focus’un motor sesi yalıtımı çok iyi yapılmış. Sınıfının en iyilerinden biri diyebilirim. Rüzgar sesi yalıtımı da başarılı, 130-140 km/h’ye kadar kesinlikle rahatsız etmiyor.
Farlar bi-xenon. Uzunların görüş menzili baya fazla. Ayrıca direksiyona göre yön değiştirme özelliğine de sahipler. Titanium pakette standart olarak sunulan Otomatik Park Sistemi hem paralel hemde dikey park edebiliyor. Ayrıca Paralel Park Çıkış Yardımı’da mevcut. Sistem başarılı, bir hatasını aramama rağmen pek bulamadım işini oldukça iyi yapıyor.
Şerit takip sistemi şeridinizden sinyal vermeden ayrıldığınızda direksiyona müdahalede bulunarak sizi tekrar şeridinize sokuyor.
Ve gelelim Focus’la ilgili en sevdiğim kısıma. Sürüş dinamikleri… 😀
Focus’un şasisine ve yol tutuşuna bayıldım. Michelin Primacy 3 205/55/16 lastikler üzerinde yürüyen otomobil inatla yol tutuyor ve virajlarda -eğer çok kötü bir asfaltta değilseniz- kesinlikle önden kaymıyor. Üstelik 34 bin km’deki test aracımın orta kondisyondaki lastiklerine rağmen. Direksiyon çok güzel tepki veriyor. Viraj içinde lift-off yaptığınızda arkası çok kontrollü ve güvenli bir şekilde gelerek sürüş zevkinizi iyice yukarılara taşıyor.
Yol tutuş konusunda başarılı olan süspansiyonlar konfor konusunda da üstüne düşeni iyi yapıyor. Otomobil çok yumuşak değil ancak süspansiyonlar darbeleri gerçekten çok iyi emiyor. Rahatsız edici süspansiyon vuruntusu sesleri pek fazla yok.
Test aracımda bulunan yeni 1.5 TDCI motor; 3600 d/d’de 120 hp güç, 1750 d/d’de 300 Nm tork üretiyor. 1.6 TDCI’a göre daha sessiz ve daha canlı. Motor otomobili yürütme konusunda istekli, özellikle ara hızlanmalarda beklediğimden daha iyiydi.
Çift kavramalı 6 ileri Powershift şanzıman, yapısı gereği hızlı vites değiştiriyor. Makyaj öncesi modelde manuel kullanım için vites kolunun yan kısmında düğmeler bulunuyordu ve ergonomik olarak pek iyi değildi. Hatasını anlayan Ford, bu sefer direksiyon arkasında paddle shiftlere yer vermiş.
Benim 360 km’lik kullanımım sonucunda yol bilgisayarı ortalama 7.0 lt/100 km gösteriyordu. Bu değerin içine performanslı kullanımlarında dahil olduğunu belirteyim. Şehir içinde kullanım tarzınıza göre 6-6.5 lt arası bir değerle gezebilirsiniz. Sakin otoyol kullanımında ise 5 lt/100 km’ye rahatlıkla iniyor.
Gelelim sonuca… Focus bütün olarak düşünüldüğünde önemli eksiği olmayan bir otomobil. Rakipleri arasında arka yaşam alanı ve bagaj hacmi çok daha geniş otomobiller var. Fakat onun dışında sürüş, motor ve konfor konularında çoğu rakibinden iyi. Titanium donanımda fiyat 105.850 TL’den başlıyor. Test aracımın üstündeki; Şeker Kırmızı -3.545 TL-, geri görüş kamerasınıda içeren Navigasyon Paketi -2.070 TL-, Sunroof -3.305 TL-, Bi-Xenon -5.060 TL-, Tekno Paket 6.275 TL opsiyonlarını seçince fiyat 126.105 TL oluyor.
Özetle;
Helal olsun dedirten yönleri: Süspansiyonların darbe emişi, yol tutuş, sürüş keyfi, motor, şanzıman, tüketim, asistan sistemler, müzik sistemi
Orta halli dedirten yönleri: Bagaj hacmi, dokunmatik ekran
Pek olmamış dedirten yönleri: Arka yaşam alanı, arkada havalandırma kanalı olmaması, eşya gözleri
