Citroen’in B-segmenti modeli C3 2009’dan beri ikinci nesliyle yollardaydı. Özellikle multimedya ve konfor konularında segmentindeki rakiplerinden bir miktar geride kalan C3’ün sonunda üçüncü nesli satışa sunuldu.
C4 Cactus’teki gibi farlardan ayrı ince bir led çizgisi ve artık kendine özgü daha çok detaya sahip yeni C3 daha karakterli ve daha eğlenceli bir tasarıma kavuşmuş.
Otomobilin dışındaki Airbump’lar ve Airbump’ın üstündeki kırmızı detay oldukça şık bir görünüm sunuyor. Bu arada Airbump’ın ne olduğunu da açıklayayım. Bunlar aslında içi havayla doldurulmuş plastikler. Otomobili küçük darbelere ve hafif sürtmelere karşı koruyorlar. Airbump’lar C3’ün sadece Shine yani en üst donanım paketinde standart olarak sunuluyor.
C3’te 9 farklı dış renk ve 3 farklı tavan rengi seçeneği mevcut.
İç mekan özgün detaylara sahip. Konsolun üst kısmı dahil her yerde sert plastik kullanılmış. Sadece orta havalandırma ızgarası ve sağ havaladırma ızgarasını birleştiren kısımda kırmızı dikişli yumuşak deri-alcantara hissi veren bir malzemeyle kalite hissi arttırılmaya çalışılmış. Ön konsolda ekranın altındaki eşya gözü kaydırmaz bir malzemeyle kaplı, telefonlar için ideal. Vitesin önünde bardaklık ve eşya gözü yer alıyor. USB, AUX ve 12V çıkışları bu gözün içinde.
Otomobilde kol dayama yok. Arkada ekstra bir bardaklık daha mevcut.
Torpido gözü kocaman.
7” dokunmatik ekranın dokunmatiği fena değil, geçişleri ise biraz yavaş. Yanında kısa yol tuşları kullanılmış olması güzel. Ekranın en güzel özelliği, Apple Car Play ve Mirrorlink sayesinde telefonunuzu direk ekrana yansıtabilmeniz.
Klima kontrollerini de bu ekran üzerinden yapıyorsunuz. Bu durum konsolda yer avantajı sağlasa da kullanım kolaylığı açısından klasik klima ünitesini tercih ederim.
Shine donanımda sunulan tabela algılama sistemi yoldaki hız limiti tabelalarını göstergelerin ortasındaki ekrana yansıtıyor.
Koltuklar yumuşak dolgulu ve kesinlikle çok rahatlar. Otomobili bazen 4 saat boyunca aralıksız kullandım ve koltuklardan yana bir konfor eksikliği sezmedim. Yan destekleri için çok iyi diyemem ama yeterli denebilecek seviyede.
Arka taraftada işler yolunda. Diz mesafesi sınıfı için gayet iyi, baş mesafesinde ise sınır 1.86-1.87 m civarları. Ortadaki şaft tüneli yüksek.
Bagaj 300 litre. Tam sınıf standartlarında.
Yan aynalar Peugeot 208 ile birebir aynı. Aynalarda ikinci açı yok.
C3 rüzgar sesini 110 km/h civarında içeri almaya başlıyor. Motor sesi kabine bir miktar yansıyor ancak segmentine göre normal bir seviyede.
Fotoğrafta ön camda görülen kamera yeni C3’ün tanıtımlarında çokça bahsedilen ConnectedCam sistemi.
Sistemi kullanmak için Google Play Store yada App Store üzerinden ConnectedCam uygulamasını indirip telefonunuzu kamerayla eşleştirmeniz gerek. Kamera üzerindeki tuşa bir kez basınca fotoğraf çekiyor. Tuşa basılı tutunca ise video çekiyor. Bu çektiğiniz video ve fotoğrafları uygulama üzerinden telefonda görebiliyorsunuz. İsterseniz daha sonra bu fotoğraf ve videoları telefonunuzun galerisine kaydedebiliyorsunuz. Sistem bence çok iyi düşünülmüş. Kaza veya trafikte karşılaşabileceğiniz diğer olumsuz olaylarda mutlaka bir faydası olacaktır.
ConnectedCam’den çektiğim fotoğraf ve video:
Gelelim motor ve sürüş kısmına…
C3’ün kaputu altında yer alan 1.6 lt BlueHDI 100 isimli dizel motor 99 hp güç ve 254 nm tork değeri sunuyor. PSA grubunun son zamanlarda tüm modellerinde kullanmaya başladığı bu motor emisyonu düşürmek adına Adblue deposuna sahip. Motorun performansı yeterli. Şehir içinde yüksek torku sayesinde vites düşürmekle fazla uğraşmadan ilerleyebiliyorsunuz. Rampa ve 5 kişi yüklü kullanımların altından da zorlanmadan kalkabiliyor.
5 ileri manuel şanzımanın vites geçişleri uzun yollu ve sert ancak çok rahatsız etmiyor. Şanzıman oranları da iyi ayarlanmış, özellikle 5.viteste 2000 devirde 110 km/h yapabilmesi uzun yol ekonomisine katkıda bulunacaktır. Otomatik şanzıman seçeneği şuanlık yok.
Yeni C3’ün süspansiyonları yumuşak ayarlı. Otomobilin konfor seviyesini belli bir noktaya kadar oldukça beğendim. Ancak arka kısmın torsiyonlarının yumuşak ve çalışma aralığının kısa olması, bir kasisten veya çukurdan normal bir hızla geçerken bile bazen arka taraftan amortisör vuruntusu sesleri gelmesine neden olabiliyor.
Otomobil virajlarda yumuşak süspansiyonlarından ötürü bir miktar yana yatsa da yol tutuş limitleri kesinlikle düşük değil. Hissiz ve direkt olmayan direksiyonu, eğlence odaklı olmayan şasisiyle C3 virajlarda size sürüş keyfi dolu dakikalar yaşatmıyor. Zaten Citroen’in de böyle bir iddiası yok. Otomobil tamamen konfor, rahatlık ve tarz üzerine tasarlanmış ve hitap ettiği kesimde sürüş keyfi arayanlardan çok bu bahsettiğim kriterleri bir otomobilde arayanlar.
B-segmentinde çoğu modelin üst motor seçeneklerinde bile arka frenler kampana olabiliyor. Ancak C3’ün 99 hp’lik dizel modelinde arka frenler disk.
Shine donanımda standart olarak sunulan Şerit Takip Sistemi sizi sadece sesle uyarıyor. Direksiyona herhangi bir müdahalesi yok.
C3’le 318 km yol yaptım. Ortalama test tüketimi 6.1 lt idi. Bu değerin içine sakin otoban kullanımı, performanslı kullanım ve şehir içi kullanımı dahil. Şehir içinde tüketim 5.5ltlerde gezerken şehir dışı sakin kullanımlarda 4.5 altını rahatlıkla görüyorsunuz.
Sonuç,
Yeni C3’ün 1.2 lt Puretech benzinli motor ve Live donanımlı baz versiyonunun başlangıç fiyatı 55.650 TL. Test aracım olan 1.6 lt BlueHDI dizel motorlu, Shine donanımlı ve Urban Kırmızı İç Ambiyans(500 TL) opsiyonuna sahip C3’ün fiyatı ise 77.700 TL. Fiyatları biraz yüksek, bakalım satışları nasıl olacak bunu bize zaman gösterecek.