TEST – BMW 520i (G30) - Mert GÜNGÖR

BMW 5 Serisi, kendi segmentindeki rakiplerine göre birçok açıdan daha sportif karakteri ve daha sportif tatlara sahip sürüşüyle her zaman sevilen bir model olmuştur. Bu sportif tatları prestiji ön planda tutarak sunan 5 Serisi, her nesliyle ilgi çeken bir otomobil oldu. Son nesilde de bu durum pek değişmedi… 2016 yılında piyasaya çıkan yeni G30 kasa kodlu 5 Serisi; zaten ruhunda olan bu sportif tatlara ek olarak, teknoloji ve konfor konularında da çıtayı yukarı taşıyarak yoluna emin adımlarla devam ediyor.

Önceki nesil olan F10 kasa kodlu model ülkemizde çok sevilmişti ve başarılı satış rakamlarına ulaşmıştı. Bu satış başarısında en büyük pay alt vergi dilimine giren 1.6 lt benzinli motorlu versiyon olan 520i’ye aitti. BMW elini güçlendirmek için aynı formülü G30’da da uygulamaya karar verdi. İlk etapta 2.0 lt benzinli ve 2.0 lt dizel motorlarla satışa sunulan G30, bir süre sonra 1.6 lt benzinli motor seçeneğine de kavuştu.

İÇ MEKAN

İç mekana geçmeden önce beni “soft close” fonksiyonlu kapılar karşılıyor. Bu sistemi çok gerekli görmesem de sizi şımarttığı ve premium hissiyatını arttırdığı bir gerçek… G30 5 Serisi’nin iç mekanı ilk bakışta sade ama elit görünüyor. İç mekana genel olarak modern çizgiler, piano black kısımlar ve krom görünümlü detaylar hakim. Ön konsolda kullanılan piano black malzeme şık dursa da dikkatli kullanılması gereken bir malzeme. Henüz bir yaşını geçmiş test aracımda bile buradaki çizikler kendini belli ediyor. Malzeme kalitesi çok başarılı, konsolun alt kısımlarında bile yumuşak plastiğe yer verilmiş. Bir premiumdan bekleyeceğiniz üzere konsolun üst kısımlarından, kapıların üst kısımlarına kadar birçok bölümde yumuşak dokulu malzeme kullanılmış. İşçilik kalitesi fena değil ancak daha iyi olabilirdi. Önceden herhangi bir kaza geçirmemiş yada serviste sök-tak işlemi uygulanmamış daha 16.200 km’deki test aracımda bile; ön konsoldan ve arka kapılardan ufak trim sesleri geliyordu, açıkçası premium bir otomobilde bu durum can sıkıyor.

Anahtarsız giriş sistemi sunulmasına rağmen anahtarsız çalıştırma sistemi sunulmuyor.

İçerideki hatlarla uyumlu olarak yanan ambiyans aydınlatmaları çok hoşuma gitti, gece çok şık görünüyorlar. Multimedya ekranından rengini değiştirebiliyorsunuz.

520i eşya gözleri bakımından bekleneni yeterince veriyor. Kapı içi gözler, vitesin önünde yer alan eşya gözü ve orta kolçağın içindeki eşya gözü hacim olarak yeterli. Far kumandalarının altında da eşya gözü sunulmuş.

Test aracımda 8.8 inçlik multimedya ekranı yer alıyordu. 5 Serisi gamındaki baz multimedya sistemi olan bu sistemde ekran dokunmatik değil, orta konsoldaki iDrive kumandasından yönetiliyor. Sistemi başarılı buldum, kullanımı son derece kolay. iDrive kumandası yardımıyla menüler arası geçişler hızlıca yapılabiliyor. Ekranla ilgili en büyük eleştirim çözünürlüğünün E-segmenti bir otomobile göre biraz düşük kalması. Opsiyonel olarak sunulan dokunmatik özellikli 10.3 inçlik ekran, imkan varsa kesinlikle tercih edilmeli. Test aracımda yer alan BMW’nin standart müzik sistemi fena değil, basslar ve tizler yeterli.

Sol dikiz aynasında karartma özelliği mevcut.

ARKA YAŞAM ALANI & BAGAJ

BMW’nin yeni CLAR plaformu üzerine geliştirilen G30 5 Serisi, 7 Serisi’nde bile kullanılan bu platformun avantajını iç mekan genişliğinde kullanıyor. Segmentinden beklenileceği üzere hem diz hemde baş mesafesi anlamında arka taraf gayet iyi. Arka koltuklarda 2 kişi rahatça uzun yolculuk yapabilir. Arkadan itişli bir otomobil olduğu için ortadaki şaft tüneli biraz yüksek, ortada oturan yolcu bu durumdan rahatsız olabilir. Arka kolçakta iki adet bardaklık ve eşya gözü sunulmuş.

Arka tarafta USB girişi ve havalandırma çıkışı olmasına rağmen klima derecesi ayarı sunulmamış.

Bagaj hacmi 530 lt… Elektrikli bagaj kapağı anahtar üzerinden de açılabiliyor.

MOTOR & ŞANZIMAN

Daha önce yaptığım E180 testimde de olduğu gibi, bu kısımda birçok kişinin ağzında tek bir soru var: “ Bu motor bu kasayı çekiyor mu?”

Cevabım: Evet. Detaylıca anlatayım…

520i’nin kaputu altında 1.6 lt hacimli bir benzinli motor yer alıyor. Vergi avantajı sağlayan bu motor sayesinde 520i, 2.0 lt hacimli 530i’ye göre aynı donanım paketine göre kıyaslarsak ortalama 150.000 TL daha uygun bir rakama satılıyor. 170 hp güç ve 250 Nm torka sahip ünite, 520i’nin 1610 kg’lik ağırlığına rağmen başarılı işler çıkartıyor. Otomobilin performansı son derece yeterli, 8.3 sn’lik 0-100 km/h verisi de bu durumu zaten kanıtlıyor. Fabrika verisi son hızı 226 km/h olarak belirtilen otomobil; bu hızlara rahatça ulaşıyor, motor yüksek hızlara çıkmakta istekli. Bu olumlu tabloyu bozan tek pürüz ara hızlanmalar… Bazen ani güç istediğiniz zamanlarda, motorun torkunu üst devirlerde vermesi ve bu durum otomobilin ağırlığıyla birleşince beklediğiniz kadar atik bir tepki veremiyor. Şanzıman hızlıca vites düşürerek elinden geleni yapsa da ilk birkaç saniye güç eksikliğini hissediyorsunuz. Ama bu durum sizi korkutmasın… Uygun devir ve vitese geçildikten sonra 520i kendini çok iyi toparlıyor ve lineer bir şekilde güzelce uzuyor 😀 (Özellikle de Sport modda)

8 ileri ZF otomatik şanzıman, motorla çok uyumlu çalışıyor. Gaz tepkileri, viteslerin geçiş hızı ve vites oranları çok iyi. Kusursuz denebilecek kadar iyi bir şanzıman. Tork konvertörlü şanzımanlar içinde favorim diyebilirim…

520i ne müsrif ne de çok cimri bir otomobil. Yakıt tüketimi şehir içinde normal sürüş tarzıyla ortalama 9.5 lt/100 km civarlarında gezerken, eğer biraz dikkat etmezseniz 11 lt seviyelerine gelebiliyor. Otobanda, 120 km/h sabit hızla yaptığım sürüşte yol bilgisayarında gördüğüm değer 7.2 lt/100 km’ydi. Otomobille ekonomik bir sürüş gerçekleştirmek istiyorsanız, EcoPro modu size çok yardımcı oluyor. Bu mod açıkken 70-100 km/h aralığında yaptığım sakin düz yol sürüşlerinde 5.1 lt/100 km yakıt tüketim verisini gördüm. Böyle bir otomobil için gerçekten çok düşük bir rakam…

SÜRÜŞ & YOL TUTUŞ

BMW denilince akla ilk gelen ilk şey sürüş keyfidir. 5 Serisi’de bir istisna değil. Otomobilin yol tutuşuna ve verdiği hislere bayıldım. İri bir otomobil olmasına rağmen virajlarda çok dengeli. Direksiyon hissi ve direktliği bu segment için nefis, gövde salınımları çok çok az düzeyde. Başarılı direksiyon ve şasi sayesinde her türlü isteğinize direkt cevaplar veriyor, arkadan itişin verdiği zevkle de sürüş keyfiniz iyice yukarılara çıkıyor. Ancak test otomobilimde bazen bu durumu bozan bir şey vardı: Lastikler… Pirelli Cinturato P7 lastikler otomobilin tutunma çabasının yanında kendilerini çok çabuk salıyorlardı. Virajlarda birkaç kez lastikler yüzünden belirsiz arkadan kaymalar yaşadım ancak başarılı şasi mühendisliği, süspansiyonlar ve ESP sayesinde sayesinde bu durumlar tehlikeli bir hal almadı. Yine aynı şekilde frenlerinde pedal dozajlaması ve durma gücü çok iyi ancak lastikler yüzünden ABS biraz daha erken devreye giriyor.

Direksiyon simidi ele iyi oturuyor ve çok şık görünüyor.

G30 520i konforu ve darbe emişiyle göz dolduruyor. Bu kısımda F10’a göre baya bir gelişme katedilmiş, otomobilin konfor seviyesini ve darbe emiş kalitesini oldukça beğendim. Yalıtım fena değil. Motor ve rüzgar sesi yalıtımı çok başarılı, bunlar içeriye yansımıyor. Lastik ve yol sesi yalıtımı bu segmente göre düşünürsek daha iyi olabilirdi.

G30’la birlikte sunulmaya başlanan yeni otomatik park (Park Asistanı Plus) sistemi, alışık olduğumuz sistemlerin aksine sadece direksiyonu değil gaz ve freni de kendi kontrol ediyor. Sistemi bir çok kez denedim, bazen güzelce park etse de bazen arkada bir nesne olmadığı halde gereksiz sertçe frenler yaparak duruyor. Ayrıca bir denememde otomobilin arkasında duran plastik park dubasını görmedi ve arka tampon dubalara dokundu. Genel anlamda başarılı denebilir ama sisteme güvenip park ederken dikkatli olmak gerekiyor.

Geri görüş kamerasının çözünürlüğü çok iyi.